1968 ve 2013 Gençlik Hareketleri: Ankara, Chicago ve İstanbul
6 Haziran 2013 tarihinde A Haber'de Selin Ongun'un yayınladığı "Bi Sormak Lazım programı"nda benim de içinde bulunduğum "1968 Eylemleri Gençliği" ile 2013 Mayıs sonu ve Haziranında ortaya çıkan "2013 Taksim Gezi Parkı Gençliği"ni sosyolojik olarak karşılaştırıp analiz eden sorulu cevaplı 19:15-19:45 arasına sığan bir tartışma yaptık. Bu blogda o tartışmayı özetlemem ve özellikle de 2011 Mayıs ve Haziranında Belma T. Akşit ile birlikte yaptığımız Liseli Gençlik Ne Düşünüyor araştırmasını buraya taşımam uygun olacaktır. Elimde video kaydı olmadığı için tam olarak nasıl bir analiz yapıp sunduğumu hatırlayıp burada yazmam olanaksız. Ancak hatırlayabildiğim ana noktaları belirteceğim ve orada kalmayarak hatırlayıp bu yazıyı yazarken ortaya çıkan düşüncelerin bir kısmını da yazmadan edemeyeceğim.
1968 Gençliği ve 2013 Gezi Gençliği arasındaki en önemli farklılıklardan birisi 1968 gençliğinin esas derdinin Türkiye'deki Az Gelişmiş Kapitalizm, kalkınmamışlık ve onun siyasal ve toplumsal sonuçları idi. Yeterince sanayileşme, kalkınma, kentleşme ve modernleşme olmadığı için Türkiye'deki işçi ve köylülerin yoksul durumda olmalarına itiraz ediliyordu. Bu sorunların çözümü olarak sosyalist bir sistem öneriliyordu.
2013 Gezi gençliği ise küresel kapitalizm ile bütünleşmiş olan ve "kalkınma-büyüme" politikalarından önemli bir boyutunu "kentsel dönüşüm"e odaklandıran "muhafazakarlık" ve "neoliberal kapitalizm" karışımı bir siyasal sistemin kentlerdeki yeşil kamusal alanlardan birisine Alışveriş Merkezi (AVM) olarak hizmet verecek olan bir Osmanlı Topçu Kışlasının yeniden yapılmasına itiraz ediyordu. 1968 Gençliği, kalkınma ve refah getirecek yeni bir sistem için mücadele ederken 2013 Gezi Gençliği çevre koruması, kamusal alan paylaşımı, etnik-dinsel-cinsel kimliklerin tanınması, farklı hayat tarzlarına müdahale edilmemesi ve kültürel-demokratik çoğulculuk için mücadele ediyordu.
2013 Gezi gençliği ise küresel kapitalizm ile bütünleşmiş olan ve "kalkınma-büyüme" politikalarından önemli bir boyutunu "kentsel dönüşüm"e odaklandıran "muhafazakarlık" ve "neoliberal kapitalizm" karışımı bir siyasal sistemin kentlerdeki yeşil kamusal alanlardan birisine Alışveriş Merkezi (AVM) olarak hizmet verecek olan bir Osmanlı Topçu Kışlasının yeniden yapılmasına itiraz ediyordu. 1968 Gençliği, kalkınma ve refah getirecek yeni bir sistem için mücadele ederken 2013 Gezi Gençliği çevre koruması, kamusal alan paylaşımı, etnik-dinsel-cinsel kimliklerin tanınması, farklı hayat tarzlarına müdahale edilmemesi ve kültürel-demokratik çoğulculuk için mücadele ediyordu.
1968 Gençliği ve 2013 Gezi Gençliği arasındaki en önemli farklılıklardan ikincisi ise 1968 gençliğinin belirli bir süreç içinde silahlı şiddet kullanmaya yönelmesi 2013 gençliğinin ise pasif direniş yöntemlerini kullanması ve silaha ve şiddete pek fazla yönelmemiş olmasıdır. Silaha yönelen grupların zaman zaman sahnede görünmesi gezi eylemlerinin oluşturduğu temel çerçevenin merkezine sirayet edememiş ve kenarlarında ve marjinal olarak kalmıştır.
1968 Gençliği ve 2013 Gezi Gençliği arasındaki en önemli farklılıklardan üçüncüsü ise 1968 gençliğinin eylem çağrısı yapabilmek için elinde sadece teksir makinesi ile gazete-dergi ve bildiri basıp dağıtmak ve daha sonraları silahlı eylem varken 2013 gençliğinin elinde internet, cep telefonu ve Facebook ve Twitter gibi yeni medya araçları bulunmaktadır. Ancak Taksim Gezi direnişi sadece yeni medya kullanımına indirgenmemelidir. Bu eylemler, katılımcıların birer fail olarak ve bedenleriyle belirli bir kamusal mekanda toplanmaları ve orada mevcut olmaları yoluyla direniş ortaya koymuştur.
2011 Mayıs ve Haziran aylarında Belma T. Akşit ve Maltepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencileri ile birlikte yaptığımız araştırmanın verileri 2011'de lisede okuyan gençlerin yeni medya kullanımı ile ilgili eğilimlerini ve değer yönelimlerini çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Aşağıdaki iki tablo bu eğilimi çok açık şekilde ortaya koymaktadır:
Tablo 1-Türkiye ve Dünyadaki Olayları
Farklı İletişim Araçları ile Takip Etme Yüzdeleri
(İstanbul, Mayıs-Haziran 2011, N=2356)
Medya
Türlerİ
|
Okul Türü
|
Tüm
Öğrencİler
|
||||
Meslek
Lisesi
|
İmam-
Hatip
Lisesi
|
Düz
Lise
|
Anadolu
Lisesi
|
Özel
Lise
|
||
Gazete
ile takip edenler yüzdesi
|
65,1
|
73,9
|
66,5
|
75,9
|
79,8
|
69,2
|
Radyo
ile takip edenler yüzdesi
|
21,1
|
26,1
|
21,0
|
24,6
|
35,9
|
23,1
|
TV
ile takip edenler yüzdesi
|
88,5
|
90,0
|
92,9
|
88,7
|
84,9
|
89,3
|
İnternet
ile takip edenler yüzdesi
|
78,3
|
75,5
|
71,8
|
81
|
87,1
|
77,8
|
Facebook
ile takip edenler yüzdesi
|
90,9
|
86,1
|
92,2
|
92,7
|
90,6
|
91,1
|
Twitter
ile takip edenler yüzdesi
|
21,6
|
16,7
|
21,4
|
22,8
|
35,0
|
22,2
|
Yonja
ile takip edenler yüzdesi
|
5,6
|
3,3
|
4,1
|
5,5
|
7,2
|
5,2
|
Formspring
ile takip edenler yüzdesi
|
14,4
|
10,0
|
11,7
|
23,7
|
23,4
|
15,8
|
Tablo 2. Vazgeçilemeyecek alışkanlıkları
belirtenlerin yüzdeleri
(İstanbul,
Mayıs-Haziran 2011, N=2356)
Okul türü
|
Tüm
Öğrenciler
|
|||||
Vazgeçemedikleri
Alışkanlıklar
|
Meslek
Lisesi
|
İmam-Hatip
Lisesi
|
Düz Lise
|
Anadolu
Lisesi
|
Özel
Lise
|
|
TV
|
55,8
|
40,6
|
54,2
|
53,3
|
46,8
|
53,3
|
Futbol
|
35,8
|
22,2
|
35,2
|
31,9
|
32,4
|
33,7
|
İnternet
|
69,6
|
47,8
|
67,4
|
67,5
|
65,5
|
66,8
|
Arkadaşlar
|
76,1
|
78,3
|
76,5
|
76,1
|
79,8
|
76,6
|
Sigara
|
13,0
|
4.4
|
9,5
|
9,5
|
10,1
|
10,8
|
Alkol
|
10,4
|
3,3
|
6,7
|
10,2
|
16,7
|
9,5
|
Alış-veriş
|
40,8
|
34,4
|
37,8
|
42,9
|
41,7
|
40,2
|
Dini inanç
|
60,1
|
92,8
|
60,7
|
56,2
|
53,3
|
60,3
|
Müzik
|
76,1
|
62,2
|
77,5
|
74,8
|
72,7
|
74,9
|
Kitap
|
35,4
|
52,2
|
36,7
|
40,5
|
47,1
|
38,6
|
Sinema
|
50,0
|
35,0
|
50,8
|
57,1
|
51,1
|
50,4
|
Tiyatro
|
18,2
|
7,2
|
16,9
|
21,3
|
18,7
|
17,7
|
Tablo 1'den de görüldüğü gibi 1990'ların birinci yarısında doğan, 15-17 yaş grubunda olan bu gençlik Radyo ve Gazete gibi göreceli olarak eski olan medya araçlarını değil cep telefonu, İnternet, facebook ve twitter gibi gibi yeni medya araçlarını kullanmaktadırlar. Tablo 2 ise vazgeçilemeyen alışkanlık, ilişki ve değerlerin en başında şu dördünün geldiğini göstermektedir: "Arkadaşlar", "Müzik", "İnternet" ve "Dini İnanç".
Yukarıdaki tabloların alındığı araştırmanın Türkiye’deki Sosyo-Kültürel Değişmeler Hakkında
Liseli Gençlik Ne Düşünüyor? 2011 Mayıs ve Haziran Aylarındaki Bir Anket
Uygulamasının Sonuçları başlıklı araştırma raporuna şuradan ulaşılabilir: http://mutam.maltepe.edu.tr/node/40; bu araştırmadan bir tebliğ olarak yayınlanan
Opinions of Secondary School Students about Socio-cultural Change and Education in Turkey: Findings from a Survey in May-June 2011
başlıklı İngilizce metnine ise şuradan ulaşılabilir: http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1877042812024317
Opinions of Secondary School Students about Socio-cultural Change and Education in Turkey: Findings from a Survey in May-June 2011
başlıklı İngilizce metnine ise şuradan ulaşılabilir: http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1877042812024317
Yukarıdaki tablolardan 2013 Gezi Parkı Gençliğinin internet ve yeni medya ile olan ilişkisi açık olarak görülmektedir. Bu araştırmadan çıkan "vazgeçilemeyecek alışkanlıklar ve değerler" sıralamasından bu gençlerin internet ve cep telefonu aracılığıyla ve yeni medya araçlarını kullanarak birbirleriyle dayanışma içinde olacaklarını, müzik gruplarının konserler vermelerini sağlayacaklarını ve "anti-kapitalist Müslümanlar" grubunun iftar sofralarını ve cuma namazlarını saygıyla ve titizlikle koruyacaklarını yordayabilir miydik veya kestirebilir miydik bilemiyorum. Böyle bir kestirim yapmak aklımıza bile gelmedi. Benzer şekilde, Taksim Gezi Parkı'ndaki yoğun mizah patlamasını pek tahmin edemezdik. Müzikten vazgeçemeyenlerin yüzdesinin çok yüksek olması ve eğitim sistemini değerlendirirken kullandıkları mizah dolu cümlelerden belki de bunu anlayabilirdik, ancak benim yaşımdakiler için bunun beklemediğimiz ilginç bir sürpriz olduğunu kabul etmeliyiz.
1968 gençliği ile ilgili olarak benim iki farklı üniversitede iki farklı deneyimim veya katılımcı gözlemim olmuştu. 1964-1968 yılları arasında ODTÜ'de Sosyalist Fikir Kulübü'nün kuruluşunu, 1965'den başlayarak Öğrenci Birliği Seçimlerini toplumcu grubun kazandığını izlemiş ve parçası olmuştum. 1965-1966 ders yılında Mübeccel B. Kıray'ın verdiği Köy Sosyolojisi bağlamında yaptığımız araştırmalara 1966 yazında devam ederek o yaz yazdığım Türkiye'de Az Gelişmiş Kapitalizm ve Köylere Girişi başlıklı kitabın 1966 sonu ile 1967 başında Toplumcu Grubun başında olduğu öğrenci birliği tarafından yayınlanmıştı. Daha sonra 1968 yılı Ağustos ayında Fulbright bursu kazanarak gittiğim University of Chicago'da rektörlük binasının işgal edilişini gözlemledim. Aynı aylar ve günlerde ODTÜ rektörlük binası da işgal edilmişti. O yıllarda cep telefonu veya internet olmadığı için ODTÜ'deki olaylar ile ilgili bilgileri daha sonraki yıllarda edinmiştim. ODTÜ öğrencilerinin ideolojik görüşleri ve talepleri, Chicago Üniversitesi gençliğininkilerden çok farklıydı. ODTÜlüler kalkınma, sanayileşme ve sosyalizm istiyorlardı. Chicagolular ise Vietnamda barıış istiyorlardı; siyah Amerikalıların oturduğu mahalleleri ve yeşillikleri hedef alan kentsel dönüşüm inşaatlarının durdurulmasını istiyorlardı. Bu anlamda 2013 Gezi Parkı gençliği 1968 ODTÜ gençliğinden çok 1968 Chicago Üniversitesi gençliğine veya 2013 ODTÜ gençliğine benziyor, 2013 Temmuzunda Olimpiyatlara ve otobüs-tren bilet fiyatlarının yükselmesine karşı çıkan Brezilya gençliğine benziyor ve hatta belki de 2011 Eylülünde Zuccotti Park'ı işgal eden Amerikan gençliğine benziyor. Bu konuları ayrı bir yazıda ele almak daha doğru olacaktır.
1968 gençliği ile ilgili olarak benim iki farklı üniversitede iki farklı deneyimim veya katılımcı gözlemim olmuştu. 1964-1968 yılları arasında ODTÜ'de Sosyalist Fikir Kulübü'nün kuruluşunu, 1965'den başlayarak Öğrenci Birliği Seçimlerini toplumcu grubun kazandığını izlemiş ve parçası olmuştum. 1965-1966 ders yılında Mübeccel B. Kıray'ın verdiği Köy Sosyolojisi bağlamında yaptığımız araştırmalara 1966 yazında devam ederek o yaz yazdığım Türkiye'de Az Gelişmiş Kapitalizm ve Köylere Girişi başlıklı kitabın 1966 sonu ile 1967 başında Toplumcu Grubun başında olduğu öğrenci birliği tarafından yayınlanmıştı. Daha sonra 1968 yılı Ağustos ayında Fulbright bursu kazanarak gittiğim University of Chicago'da rektörlük binasının işgal edilişini gözlemledim. Aynı aylar ve günlerde ODTÜ rektörlük binası da işgal edilmişti. O yıllarda cep telefonu veya internet olmadığı için ODTÜ'deki olaylar ile ilgili bilgileri daha sonraki yıllarda edinmiştim. ODTÜ öğrencilerinin ideolojik görüşleri ve talepleri, Chicago Üniversitesi gençliğininkilerden çok farklıydı. ODTÜlüler kalkınma, sanayileşme ve sosyalizm istiyorlardı. Chicagolular ise Vietnamda barıış istiyorlardı; siyah Amerikalıların oturduğu mahalleleri ve yeşillikleri hedef alan kentsel dönüşüm inşaatlarının durdurulmasını istiyorlardı. Bu anlamda 2013 Gezi Parkı gençliği 1968 ODTÜ gençliğinden çok 1968 Chicago Üniversitesi gençliğine veya 2013 ODTÜ gençliğine benziyor, 2013 Temmuzunda Olimpiyatlara ve otobüs-tren bilet fiyatlarının yükselmesine karşı çıkan Brezilya gençliğine benziyor ve hatta belki de 2011 Eylülünde Zuccotti Park'ı işgal eden Amerikan gençliğine benziyor. Bu konuları ayrı bir yazıda ele almak daha doğru olacaktır.