Türkiye ve dünyadaki toplumsal, siyasal ve kültürel pratiklerin ve yapıların sosyolojik olarak araştırılması ve analiz edilmesi bu blogta yapılmaya çalışılacaktır. Bunu yaparken sosyolojinin sosyolojisi yaklaşımı benimsenerek sosyolojik araştırma yapan sosyologların temel kavramları da eleştirel olarak sunulacaktır. Burada ortaya konulan analizler ve yorumlar kesin ve doğrulanmış bilgiler olarak değil yorumlanmaya ve yanlışlanmaya açık tartışma alanları olarak sunulmaktadır.
Translate
4 Kasım 2020 Çarşamba
Geertz üzerine Bahattin Akşit Kültürel Antropoloji - Fas ve Endonezya'da Din Sosyolojisi
Geertz üzerine Bahattin Akşit Kültürel Antropoloji Fas ve Endonezya'da Din Sosyolojisi
Geertz, C. 2010 Kültürlerin Yorumlanması, Dost Kitabevi.
Geertz, C. 2007 Yerel Bilgi, Dost Kitabevi, Ankara.
Geertz, C. 2001 Gerçeğin Ardından: Bir Antropoloğun Gözünden iki İslam Ülkesinin Son Kırk Yılı İletişim, İstanbul.
Geertz, C. Islam Observed: Religious Development in Morocco and Indonesia, Yale University Press.
Geertz, C. İki Kültürde İslam Fas ve Endonezya'da Dini Değişim, Küre yayınları.
Geertz'in Yoğun Betimleme, Kültürel bir Dizge olarak Din, Kültürel bir Dizge olarak İdeoloji Bölümlerinin/makalelerinin Özetleri:
Yoğun Betimleme:
Kültür tanımları, weber ve Geertz’in kültüre yaklaşımı;
Etnoğrafya yapıyor olmak ne demektir?;
Yoğun betimlemeye iki örnek:
1.Göz kırpma, göz kırpmanın düzeyleri, katmanlaşmış anlam yapıları hiyerarşisi ;
2. Etnografik bir metin: Fas’ta bir Yahudi tüccarın koyunlarının çalınması, şeyh ve berberi kabilesi, başkaldıran kabile, Fransız komutan (mezrak ve ar); şifre uzmanı, edebiyat eleştirmeni ve etnograf;
Etnografya nedir: yabancı dilde, solmuş, eksiklikler, düzeltmeler, tutarsızlıklar ve taraflı yorumlarla dolu bir elyazmasını okumaya ve yorumlamaya çalışmak gibidir etnografya;
Bilişsel antropoloji—kültür psikolojik yapılardan oluştuğu tezi, aşırı öznelcilik ve aşırı biçimselcilik, bilişselci yanılgı;
Kültürel antropoloji--Kültür kamusaldır, çünkü anlam kamusaldır; kültür yerleşik anlam yapıları; antroploğun amacı yerli olmak değildir, onlarla iletişim kurmaktır ;
“Yorumlanabilir göstergelerin etkileşimsel dizgeleri olarak kültür bir erk/iktidar değil; kültür bir bağlam, bütün bunların içinde anlaşılabilir, yani yoğun, bir biçimde betimlenebilecekleri bir şey.
Verstehen, emik/etik yaklaşımlar; birinci, ikinci ve üçüncü elden/düzey yorumlama, kurgulanmış, inşa edilmiş metin/gerçeklik, fictio;
Temsil biçimi X anlamlı içerik; davranışlar ve simgesel dizge; soyutlanmış varlıkları sıralayarak değil olayları inceleyerek simgesel dizgelere ulaşmak;
Etnograf toplumsal söylemi gözlemler, kaydeder ve analiz eder (geldim gördüm yendim misali).
Antropologların yerel gerçeklerden genel görüşlere geçişlerini haklı çıkaracak modeller nelerdir:
1. mikro-kozmik köy makro-kozmik toplumun/ülkenin modelidir
2. Araştırma yapılan köy bir laboratuardır, deney vakasıdır.
Antropologun çalıştığı köy makro toplumun bir mikro modeli değildir, veya laboratuar değildir; sadece sosyolojik düşünceyi beseleyen somut malzeme, antroploğun bulgularının karmaşık özgüllüğü, koşula bağlılığı, ayrıntılılığı, katılımcı biçimde ve niteliksel olarak elde edilmiş verilere dayanmışlığı.
Bu yolla elde edilen bilgiler meşruluk, modernizasyon, bütünleşme, çatışma, karizma, yapı ve anlam gibi kavramlar konusunda gerçekçi ve somut bir biçimde ve onları da kullanarak zenginleştirici ve yaratıcı açıklamalar sağlayabilir.
Kültürel bir dizge olarak din:
Santayana’dan alıntı, şaşırtıcı mesaj, gizem ve içinde yaşanılacak bir dünya;
Dinin kültürel bir dizge olarak tanımı:
1. Din bir simgeler dizgesidir
Gerçekliğe ait model (a model of reality); gerçeklik için model (a model for reality)
2. Güçlü ve kalıcı ruhsal durum ve güdülenme
3. Varoluş düzeninin kavramlaştırılması
Kaosun sunduğu tehditler: a. Bilişsel-analitik yeteneğin sınırları-şaşkınlık b. Duygusal katlanabilme gücünün sınırları, anlam sorunu- hastalık ve ölüm ıstırap c. Normatif-ahlaksal kavrayışın sınırları - denetlenemez törel çatışkı duygusu; kötülük sorunu.
4. Kavramlaştırmanın gerçek olarak sunulması
Dinsel perspektif ile diğer perspektifler (sağduyusal, estetik, ideolojik, bilimsel)
5. Ruhsal durumlar ve güdülenmelerin gerçekmiş gibi yaşanması
Kierkegaard Sıçrayışları ve Shutz
Ritüel ve Toplumsal Değişim: Javadan Bir Örnek
Kültür düzeyi, Toplumsal yapı düzeyi ve kişilik düzeyi
İdeolojiyi açıklamada kullanılan çıkar ve gerilim kuramlarının eleştirisi;
Geertz’in simgesel sistem analizinin açıklanması ve tartışılması: Geertz’in kültürel bir dizge olarak ideolojiyi analiz etmeye Mannheim Paradoksu ile başlaması,
bütün fikirlerin toplumsal temelli olduğu bir dünyada değer-yüklü olmayan/ideolojik olmayan ideoloji kavramlaştırması mümkün müdür?;
Stark, teorisel, rasyonel, bilişsel X parateorisel, duygusal, değer-yüklü;
Shils ve Parsons’un ideoloji tanımlaması;
ideolojinin toplumsal belirleyicileri ile ilgili iki kuram/teori: çıkar kuramı ve gerilim kuramı:
Çıkar kuramı açısından ideoloji bir maske ve iktidar mücadelesinde bir silahtır; gerilim kuramında ise ideoloji bir semptom/belirti ve endişelere/gerilimlere bir çaredir.
Çıkar kuramı Marksçı bir kuram; Newtoncu mekanik fiziği gibi yanlışlanmıyor, ama daha karmaşık ilişkileri açıklamakta zorlandığı için yeni kuramlara içselleştiriliyor. Kusuru psikoloji tarafının zayıf, sosyoloji tarafının ise çok kuvvetli olmasıdır. Çıkar kuramının yoğunluğu darlığının ödülüdür.
Gerilim kuramında ise güdüsel psikolojik arkaplan, Freudçu kişilik kuramı ve sosyal yapısal bağlam (Durkheimçı sosyal sistem) birbiriyle Parsonsçu bir şekilde çok iyi ilişkilendirilmiştir.
Dört tür ideolojik açıklama: temizleyici, meşrulaştırıcı, dayanışmacı, savunmacı; örtülü işlev kavramı,
gerilim ve çıkar kuramlarına karşı simgesel dizge ve eylem kuramı;
Simgesel eylemin dışsal ve içsel kuramı;
ideolojinin işlevleri:
"otonom siyaseti olanaklı kılmak, siyaseti anlamlı kılan otoritetive kavramlar sayesinde siyasetin mantıklı bir biçimde kavranabileceği ikna edici imgeler sağlayarak gerçekleştirmektir.
otonom bir siyasal örgütlenmenin farklılaşması siyasal eylemin ayrı bir kültürel modelinin de farklılaşması anlamına gelir." Kültüreli toplumsal ve psikolojik gerilim ideolojilerin kaynağı.
Derin Oyun: Balide Horoz Dövüşü:
“Horoz dövüşü”nün yoğun betimlemesinden ve kültürel analizinden yola çıkarak Bali’deki köy toplumlarının sosyo-kültürel yapısı, statü, ve erkeklik rolleri konusunda neler söylenebilir? Horoz dövüşünü bir metin olarak ele almak ile onu bir adet/töre veya eğlence olarak ele almak arasındaki farklar; Bentham’ın “derin oyun kavramı”ndan Geertz’in “derin oyun kavramına”; Goffman’dan odaklaşmış toplaşma, bilişsel hedefler için duygu kullanımı; duygusal eğitim; kültürünün etosunun ve kişisel duyarlılığının kolektif bir metin içinde ve harici yolarla dile getirildiğinde neye benzediği.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder